KARARGAHTA KUŞATILIP KIŞLAYA HAPSOLMAK

Av.Hüseyin Özbek

AB ilerleme raporlarının Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik bölümleri her seferinde değişmeden tekrarlanır: Ordunun demokratik rejim açısından kabulü mümkün olmayan konumunu değiştirecek düzenlemeler yapılması, Kıbrıs’tan çekilmesi, Güneydoğu’daki operasyonlarına son vermesi, siyaset üzerindeki gölgesinin ortadan kalkması… Avrupa Parlamentosunda da zaman zaman benzer görüşler dile getirilir.

ABD ise yakın zamana kadar yönetimi bağlayacak beyanlar yerine daha çok bazı düşünce kuruluşlarını devreye sokar, kimi etkili yazarlara sipariş yazılar yazdırırdı. Sabah Gazetesinin 3 şubat 2010’ da manşetten girip 3 güne yaydığı söyleşide Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’nin beyanlarına bakınca ABD’ nin de açıktan konuşmaya başladığı anlaşılıyor. İlk kez 1983’de geldiği ülkemizde 4 yıl Adana Konsolosu olarak görev yapan Büyükelçinin Türkiye’yi yakından tanıdığı anlaşılıyor. Söyleşiyi gerçekleştiren gazeteci Nur Batur’un; “Eğer dünyada Türkiye’yi bilen 3 diplomat ya da siyasetçi varsa bence James Jeffrey birinci sıradadır. Hem bir Türkiye hem de Irak ve Ortadoğu uzmanıdır.” sözleri büyükelçinin değerlendirmelerinin önemini artırıyor.

Büyükelçinin Türkiye’nin hali hazır durumundan memnuniyetinin derecesini anlamak için birkaç cümlesine bakalım: Eğer, 1945’te oturup dünyadaki ve batı dünyasının ötesindeki gelişmeyi, gelecek 60 yılda nasıl görmek isteriz diye düşünmüş olsaydık, herkesin hayal edeceği gelişme şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişme olurdu.” Türkiye’nin mevcut siyasal ve ekonomik pozisyonuna ilişkin olumlu değerlendirmeler kuşkusuzdur ki ABD adına dile getirilmektedir.

ABD Büyükelçisinin Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik sözleri yaşanılan sürecin de şifrelerini veriyor:

*Ya bu günkü tabloyu nasıl görüyorsunuz?

*“Türkiye’ de demokratik sistemin kökleri ve iç sorunları çözmede hoşgörü farkı bir noktada. AKP hükümeti ve başka unsurların yarattığı demokratik dönüşüm ( Türkçe söyledi ) açık. Bu durumda da ordunun içerdeki durumu güçlü biçimde denetlemesi ve gözetlemesine duyulan ihtiyaç azalmış durumda. Bu da açıkça gösteriyor. Tabii bir de AB’ye katılımın gerekli kıldığı koşullar var. Ordunun sivil hayata müdahalesinin azaltılması hatta tümüyle ortadan kaldırılması gerekiyor. Hatta orduyu politikaların şekillenmesindeki müdahalesinin de azaltılması hatta kaldırılmasını gerekli kılıyor. Avrupa bizim Amerika’ daki uygulamamızdan çok daha ileri gidiyor. Bizde generaller görüşlerini söylerler ve dış politikanın şekillenmesinde rol oynarlar.

-Yani gerek Akdeniz’deki değişim, gerekse Türkiye’ deki demokratikleşmeyle ordunun iç politikadaki rolüne ihtiyaç da azaldı mı diyorsunuz?

- Evet. Ayrıca bir gerçek daha var. Türkiye artık çok daha istikrarlı bir ülke oldu. 1980’ lerdeki gibi ülkede yaygın şiddet yok. Yasalar o dönemdeki gibi çiğnenmiyor. Sağcılar solculara, Aleviler Sünnilere, Kürtler Türklere, sendikalar sendikalara karşıydı. Suçlular ortada dolaşıyordu. Çok yönlü şiddet vardı.

Dünyaya hükmeden iki emperyal odağın Türk Silahlı Kuvvetlerine bakışına ilişkin sunulan kısa kesitler içerde kopan fırtınanın anlaşılmasına yardımcı olacaktır. ABD ve AB yetkilileri bir yandan siyasal iktidarın tutumundan hoşnutluklarını belirtip, yeni reformlar için teşvik ederken, diğer yandan ordunun mevcut devlet yapılanması içindeki tayin edici, dikkate alınması gereken bir güç odağı olmaktan çıkarılmasını istemektedirler. Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluştan gelen milli devlet özelliğinin, üniter yapısının değişmesini, Yeni Dünya Düzeninde verecekleri rolü itirazsız kabullenmesini arzu etmektedirler. Bunun için de geleneksel yapının dinamiklerini tasfiye etmek zorunda olduklarının bilincindedirler.

Siyasal iktidarın ulus devletin geleneksel kurumlarına, yargıya, sendikalar, dernekler gibi demokratik dinamiklere tahammülsüzlüğü ve yönetime itaat temelinde yeniden yapılandırma girişimleri dışarının emperyal niyetleriyle örtüştüğünden desteklenmektedir. Yönetimin post modern sivil diktayı amaçlayan hukuk dışı düzenlemeleri Brüksel’den ve Atlantik ötesinden demokratikleşme, sivilleşme olarak alkışlanmaktadır!

Türkiye Cumhuriyeti kurucularının amaçladığı ulus devletin olmazsa olmazlarının başında gelen milli ekonominin yok edildiği, burjuvazisinin uluslar arası sermayenin uzantısına dönüştüğü bir süreçte geride kalan milli unsurların tasfiyesi histerik bir coşkuyla sürdürülmektedir.

Sıra her gün bir yenisi ortaya atıla atıla darbe enflasyonunun tavan yaptığı bir sürecin toz dumanı dağılmadan ordunun işini bitirmeye gelmiştir. Türk ulusunun kolektif hafızasında TSK hala Atatürk’ün söylemiyle “Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan ve her gittiği yere medeniyet nurları taşıyan Türk Ordusu’dur.

Halkın bu ortak gurur simgesinin Ortaçağda toplum dışına itilip ölüme terk edilen vebalı, cüzamlı, illetli bir lanet simgesine dönüşmesine yönelik psiko kültürel kampanya ısrarla sürdürülmektedir.

Ordular savaşta bazen üstün düşman güçleri karşısında kendisi için en elverişli yerde çarpışmak üzere geri çekilirler. Bazen üstün hasım gücün bastırması karşısında yok olmaktansa düzenli, planlı biçimde, zayiat vermeden geri çekilmeyi (ricat) denerler. Bunu başaramazlarsa cephe yarılır, ricat bozguna dönüşür. Bazen da düşman tarafından kuşatılır, bir meydan muharebesiyle yok edilirler! Anlattıklarımız sıcak savaşta, cephede yaşanılanlara örnektir.

Ordular sıcak savaşa, cepheye, fiziki vuruşmaya ilişkin doktrinler geliştirdikleri için son yıllarda kimi ülkelerde yaşanan post modern, psiko kültürel, toplum mühendisliği harikası sivil soslu organize saldırılar karşısında hazırlıksızdırlar. Stratejik algılamadaki yanılgının giderilememesi, stratejik savunmada zaafa düşülmesi halinde yenilgi kaçınılmazlaşır.

Ordunun yenilgi ve suçluluk psikozu içinde kışlasına kapatıldığı, halkın bitmez tükenmez darbe planlarıyla şaşkınlaştırıldığı dış destekli kampanyanın içerde yeterli kitle desteği bulması halinde yasal düzenlemeler peş peşe gelecek, Türk Silahlı Kuvvetleri toplumsal ve siyasal yaşamda dikkate alınan, sözü dinlenen bir güç olmaktan çıkarılacaktır.

Karargahta teslim alınıp kışlaya kapatılmış, savaş gücünü, özgüvenini kaybetmiş, içerde saygınlığı dışarıda caydırıcılığı kalmamış bir ordu iç ve dış dinamiklerin nihai arzusudur.

Ege’de, Akdeniz’ de, Kıbrıs’ ta çıkarılacak oldu bittilerde TSK deniz unsurlarının, ülkenin belirlenmiş yörelerinde başlatılacak etnik kalkışmalarda TSK kara unsurlarının görevlerini yapamayacak ölçüde uyuşturulması, narkozlanması aşamasına geldik mi dersiniz?

 

1 Mart 2010

Eserler/Kitaplar

HAKİMİYETİ MİLLİYE Mİ HAKİMİYETİ KÜLLİYE Mİ ANAYASA’YI CUMHURİYET ÖNCESİNE GÖTÜRMEK REJİM NE ZAMAN DEĞİŞTİ? SIRÇA KÖŞKÜN KIRILAN CAMI 31 MART’IN İNTİKAMI JÖN TÜRKLERDEN JÖN TÜRKİYELİLERE KENT BİLİNCİ Mİ ETNOFEODAL DAYATMAYA TESLİMİYET Mİ TÜRK SERMAYESİNDEN TÜRKİYELİ SERMAYEYE ÇANAKKALE CENTİLMENLER SAVAŞI MIYDI ? MİLLET MALIDIR TÜRK HALKI GAZZELİ GÖÇÜNE Mİ HAZIRLANIYOR ÜÇÜNCÜ ERMENİ DALGASI SINIRLARI ZORLARKEN TÜRK KİMLİĞİNİ TUTSAK ALAN BEDEVİ SOSYOLOJİSİ TARİHÇİLİK BAŞKA MEDDAHLIK BAŞKA ARAÇSALLAŞTIRILAN YARGI SİLAHA DÖNÜŞTÜRÜLEN HUKUK KONSOLOSLUK MAHKEMELERİNDEN SÖMÜRGE YARGISINA FETÖ’YE KİMLER YOL VERDİ DEMOGRAFİK ÇÖPLÜĞE DÖNÜŞTÜRÜLEN ZAVALLI ÜLKEM 101. YILINDA MÜBADELEYE BAKIŞ CUMHURİYET ŞEHİDİ UĞUR MUMCU “ÜÇ TARZI SİYASET”İ YENİDEN HATIRLAMAK ASKER DÜŞMANLIĞININ GENETİK ŞİFRELERİ NOEL KUTLAMASI MI ETNİK AYRILIKÇI MANİFESTO MU ZEYTİNDAĞI’NDAN GÜNÜMÜZE ÇÖLDE DEĞİŞEN BİRŞEY YOK KIZILCA GÜN GÜNEYDOĞUDAN ÖYKÜLER CUMHURİYET ŞEHİDİ NECİP HABLEMİTOĞLU YER EKSİ İKİ İHANETE ÖVGÜ YARIŞI ATTİLA OLMAYAN TÜRK TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE İNTİHAR SALDIRISI İHANET SİMGELERİNİ ANITLAŞTIRMANIN DAYANILMAZ SAKİLLİĞİ BİR BAŞKA AÇIDAN YEREL YÖNETİM STARBUCKS MU ZEMZEM Mİ BİLGE DİPLOMATIN ARDINDAN SİVİL ANAYASA MI EMİRNAME Mİ TÜRKİYE`NİN CUMALARI VAHDETTİN`İN 100.YIL RÖVANŞI KURTULUŞA LANET İŞGALE DAVET SİVİL SOSLU TAKUNYA ANAYASASI DEMOGRAFİK SUİKAST MADIMAK ASLINDA NE İDİ LOZAN’IN 100. YILINDA SEVR ÇAĞIRMA SEANSLARI MİLLİ MÜCADELENİN İSYAN MANİFESTOSU MANKURTLAŞIRSAN YOK OLURSUN KURTULUŞUN İLK ADIMINA SÜRÜLEN LEKE TAŞIYAN MI TAŞINAN MI KAZANÇLI DEPREM ÜZERİNDEN TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ CUMALAR YİNE YANILTMADILAR 31 MART’IN DERİN KÖKLERİ ÇANAKKALE'Yİ DENİZDEN OKUMAK İSTİKLÂL MARŞI 102 YAŞINDA ÜÇ DEVRİM YASASI ÇÜRÜTÜLEN KURUMLARIN YANILTICI ALTERNATİFLERİ ÜZERİNE KARARGAHTA KUŞATILIP KIŞLAYA HAPSOLMAK POSTMODERN DERSİM HAREKATI BOZKURT ÖDÜLÜNDEN BOZKURT ÖDÜNÜNE DEPREM ÜZERİNDEN SURİYELİ PAZARLAMAK BAROLARIN SIĞINMACI SORUMLULUĞU JEOPOLİTİK İLE TEOPOLİTİK ARASINA SIKIŞMAK Mütareke Döneminin İşbirlikçileri Kuruluş Mimarisi CEMEVİ SALDIRISI NOTLARI Bağımsızlık belgesi: Lozan ZAHO ÜZERİNDEN TÜRKİYE `YE KUMPAS DOGA İLE KAVGA EDİLMEZ İŞGAL MECLİSİNDEN KURTULUŞ MECLİSİNE TERMİNOLOJİK ALIŞKANLIKTAN DÜŞÜNSEL TUTSAKLIĞA TÜRKLERİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN “KADERİN ADAMI” Yüz yıllık Onur MİLLİ KURTULUŞUN GAZİ MECLİSİ BİR İHANET KRONOLOJİSİ RUSLARIN KILIÇ HAKKI NE ZAMAN İBADETE AÇILACAK TEKALİF-İ MİLLİYE DEVLETTEN PARA ALMAYAN ADALET BAKANI SURİYELİLER NASIL KALICILAŞTIRILIR MANDADAN EVVEL İSTİKLAL Dördüncü Bozgun Utancı Anıtlaştırma KUVVETLER AYRILIĞINA DÖNÜŞ İHTARI GÜLE GÜLE ÇAĞDAŞ NASREDDİN HOCA BENİ BURAYA GÖMÜN OĞLUM ÜŞÜR İKİNCİ SARISÜLÜK CİNAYETİ LOZAN ANTLAŞMASI'NIN 92. YILDÖNÜMÜ PROVASI YAPILAN ŞAHADET ŞAM’DA CUMA NAMAZINDAN ANKARA’DA CENAZE NAMAZINA 9 Haziran’da İnebolu’da olmak 7 HAZİRAN SEÇİMLERİ ÜZERİNE TÜRK SOLUNU SİYASAL KÜRTÇÜLÜĞÜN MARABASI YAPMAK SON UMUDUMUZ ANZAK BEYAZ PERDEDEN SIKILAN TAŞNAK KURŞUNU SÖMÜRGE SOLUNUN TURNUSOL KAĞIDI Ters Orantılı Etnik Denklem Türk Kalesi Yıkılırken MAĞDURİYET Mİ HUKUK TANIMAZLIK MI ORTA OYUNU ORTADAN KALDIRILIRSA SÖMÜRGE EKONOMİSİNİN SÖMÜRGE HUKUKU FLAMAN`IN KOYUNU SONRA ÇIKAR OYUNU ANAVATAN AHISKA VATAN TÜRKİYE AYDIN DOGAN MEDYADAN ÇEKİLİRKEN ŞEHİT KAYMAKAM KEMAL BEY PREVEZE Mİ İNEBAHTI MI TÜRK KOVULUNCA GERİDE TÜRKİYE KALIR MI ÜÇÜNCÜ TAŞNAK TAARRUZU TAHSİN ÇAVUŞ `UN ÖLDÜĞÜ GÜN KEREM`İN DÜDÜĞÜ AMA ÖLMEMİŞ DEĞİL Mİ BABA SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN ABİDİN? Kürdistan bayrağını göndere ve sineye çekenler –çektirenler – üzerine fütürist bir deneme İMAJ BOZULMASI YA DA “EROL TAŞ” LAŞTIRMA HÜSEYİN MASKELİ YEZİTLİK Ya da ALMAN ALEVİLİĞİ İHTİHAR BELGESİNİ YIRTAN MECLİSTEN ARDINDA İNTİHAR MEKTUBU BIRAKAN MECLİSE SENİN VATANIN NERESİ ? KIRIKÇI İSMAİL AĞA ÜÇÜNCÜ BALKAN BOZGUNU DAYATMASINA HAYIR MANİCİ BAŞI LOZAN ANTLAŞMASI `NIN 93. YILDÖNÜMÜ GÜL DESTİ GÜLÜM DESTİ ODUNUN KURUSU SUYUN DURUSU İSTANBUL BAROSU LAİKLİK PANELİ TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI KERKÜK BARZANİ’YE HOYRATLAR BİZE Mİ? CHP ’NİN YERİNE TAKLİDİ Mİ KONDU? MEZHEP MAKYAJLI ETNİK STRATEJİ UYUM MUCİZESİ Din Makyajlı Etnik Strateji AYRIŞMA DİNAMİĞİ NASIL İMAL EDİLİR SECCADEYİ İSLAMIN KABE’ SİNDEN KAPİTALİZMİN KABE’SİNE ÇEVİRMEK TÜRK ULUSUNU YENİDEN ERGENEKON’A KAPATMAK Postmodern Açılımın Turfanda Meyvesi MEHMET’İ HANGİ KURŞUN ÖLDÜRDÜ  TÜRKİYE’NİN SERMAYESİNDEN SERMAYENİN TÜRKİYE’SİNE İngilizce Ninnilerle (Uyutayım seni, büyüteyim seni, eğiteyim seni...) 90. Yılında Lozan İngilizce Ninnilerle
Yol Tarifi