Emperyalizmin Teopolitik Kuklası
BABA MONDİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE OPERASYON
Av.Hüseyin Özbek
Sosyolojik gerçekliğimiz, bin yıllık inanç kültür sarmalımız, Türk / Türkmen Aleviliğini köklerinden koparıp, ulusuna,ülkesine yabancılaştırma stratejisinin son atağından bahsedeceğiz. Emperyalizmin teopolitik aparatı bir şarlatanı, Baba Mondi’yi masaya yatıracağız. Ama önce uluslararası haber tekellerinin, Baba Mondi pazarlamasının, fotoğrafın bütününü göremeyen basınımıza nasıl yansıdığına bakalım:
23 Eylül günlü, Sözcü’nün internet sayfasından;“ Bektaşiler için ‘İslami Vatikan’ modeli: Alkol serbest,yaşam tarzına karışılmayacak” başlıklıhaberden alıntıya devam edelim: “Arnavutluk'un Bektaşiler için kurmayı planladığı egemen İslami mikro devletin ayrıntıları ortaya çıktı. Alkolün serbest olacağı, kadınların istedikleri gibi giyinmelerine izin verilecek mikro devlette, hiçbir yaşam tarzı kuralı olmayacak.Arnavutluk kendi 'Vatikan Şehrini' kurmayı planlıyor. Ancak bu şehir İslami bir şehir olacak.
Euronews'in aktardığı New York Times'ın haberine göre Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, başkent Tiran'da, 13. yüzyılda Türkiye'de kurulmuş bir Şii Sufi tarikatı olan Bektaşi Tarikatı'nın dini anlayışıyla yönetilecek egemen bir mikro devlet planlarını açıklayacak.Her şey planlandığı gibi giderse, "Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti", Vatikan Şehri'nin sadece dörtte biri büyüklüğünde, dünyanın en küçük devleti olacak. On hektarlık bu toprak parçasının kendi yönetimi, pasaportları ve sınırları olacak.”
Alıntıyı burada noktalayıp, Arnavutluk Vatikan’ı olarak pazarlanan tezgaha dönelim. Nüfusu 3 milyonun altında, yüzölçümü Trakya’nın biraz üzerinde olan Arnavutluk’ta, yakın tarihte yapılan bir araştırmada, 115,644 kişi, yani nüfusun % 4’ü kendisini Bektaşi olarak tanımlamış. Nüfusun %5’ini bulmayan bir inanç topluluğu için gündeme getirilen tuhaf devlet tasarımına biraz daha yakından bakalım. Sözü, 115 bin Bektaşi’nin yaşadığı Arnavutluk’ta, teopolitik tiyatronun başrolüne soyunan Baba Mondi’nin, karikatür devlet projesinin arka planına getirelim.
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali, Arnavutluk, Tiran, Baba Mondi, 10 hektarlık devlet derken asıl hedefin Türkiye olduğu gerçeği gözden kaçırılmamalıdır.Berlin başta olmak üzere, emperyal merkezlerden fonlanan inanç şarlatanları, teopolitik kuklalar üzerinden asıl hedefin, Türkiye’nin ulus devlet, üniter yapısının tasfiyesi olduğu bilinmelidir. Arnavutluk’taki teopolitik tezgahın, Türkiye’ye yönelik, Yugoslavya benzeri etnik/mezhepsel ayrışmanın, özendirici/tetikleyici modeli olarak gündeme getirildiği kuşkusuzdur.
Türk/Türkmen Aleviliğinin manevi merkezini Hacıbektaş’tan ( Sulucakarahöyük ) Berlin’e taşımaya, manevi önderliği, Serçeşmeliği, Hacı Bektaş Veli’den Hacı Hans Veliye geçirmeye yönelik Alman stratejisine önceki yazılarımızdadeğinmiştik. Fonlu yol düşkünleri üzerinden imal edilen, Türklükle, Türkiye Cumhuriyeti ile, Atatürk’le kavgalı, ülkesine, ulusuna, inanç köklerine tümüyle yabancılaşmış Sentetik Aleviliğe, Tiran üzerinden verilen sinsi destek bir kenara not edilmelidir.
İnanç Şarlatanı Mondi’nin, New York Times’e verdiği demeçte, ABD ve diğer batılı güçlerin, kuracağı devletin egemenliğini tanıyacakları umudunu dile getirmesi, ayrıştırıcı, bölücü teopolitik tezgahın arkasındaki güçlerin deşifresi olarak okunmalıdır.
Postmodern Hızır Paşa Tuzağını boşa çıkarmanın yolu, geçmişin acı ama ders verici deneyimlerini unutmamaktan geçiyor.Sözün özü, var olmakla yok olmanın arasındaki tercihte, doğruyu seçmek, 1000 yıllık inanç kültür sarmalımız Türk Türkmen Aleviliğinin birleştirici, bütünleştirici, yolu mu, Baba Mondi üzerinden kurulan tezgahın çıkmaz yolu mu sorusuna verilecek doğru yanıttan geçiyor.