MÜDAFAAYI HUKUK MU KÜRDİSTAN YÜKSELME CEMİYETİ Mİ
Hüseyin Özbek
Müdafaayı Hukuk, sömürgeleştirilmek istenen bir coğrafyanın, yok edilmek istenen mazlum bir milletin, düşünsel, ruhsal, örgütsel sivil direniş hattıdır. Kuvayı Milliye, Milli Mücadelenin, düzenli ordu öncesi, halk tabanlı silahlı direniş örgütüdür.
Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan bağımsızlık meşalesinden, Haziran 1919 Amasya Genelgesi, Temmuz – Ağustos 1919 Erzurum Kongresi, Eylül 1919 Sivas Kongresi, 27 Aralık-22 Nisan Ankara dönemine uzanan süreçte, işgale karşı silahlı direnişin ana unsuru Kuvayı Milliye olacaktır.
23 Nisan 1923’te, Milli İradenin temsil kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmaya başlamasıyla, Milli Mücadele meşruiyet organına kavuşacaktır. TBMM hem yasama, hem yürütme organı işlevi görecek, Milli Mücadele sürecinde, Meclis Hükümetleri dönemi yaşanacaktır.
Milli Mücadele Ankara’sı ile işgalcilerin baskısı altındaki Mütareke İstanbul’unun teslimiyetçi hükümetleri arasındaki otorite ve inisiyatif yarışının galibi Ankara olacaktır. TBMM’nin çalışmaya başlamasıyla birlikte Anadolu’daki valililikler, Mutasarrıflıklar, Kaymakamlıklar, Ankara’ya bağlanacak, TBMM’nin idari, mülki, mali denetimi ve buyruğuna tabi olacaklardır.
1920 yılı, bir yandan işgalci Yunan Ordusu’nun ilerleyişi, diğer yandan İngilizlerin ve işbirlikçi Damat Ferit hükümetlerinin tahriki ve yönlendirmesiyle çıkarılan iç isyanlarla Anadolu tam bir yangın yeridir. Ankara’yı ve TBMM’yi devre dışı bırakıp, Milli Mücadeleyi engellemek, Sevr’e razı etmek için biri bitmeden diğer başlayan isyanlarla baş etmek gerçekten zordur. Türk Milleti, Vahdettin’in Şeyhülislamlarının, Milli Mücadele aleyhtarı fetvalarına kulak vermeyecek, sonuna kadar Ankara’nın arkasında duracaktır.
Mütareke İstanbul’unda, İngiliz aklı ve İngiliz Paund’uyla kurulan ayrılıkçı Kürdistan Teali (Yükselme) Cemiyeti, Milli Mücadeleye karşı her türlü kışkırtmanın ve eylemin içinde olacaktır. Sivas Kongresi’ni basarak Mustafa Kemal’i öldürmek, TBMM’nin açılışını engellemek, bazı bölgeleri Ankara’dan koparmak için çıkarılan etnik ayrılıkçı isyanlarla tam bir ihanet pratiği sergileyecektir.
Kürdistan Yükselme Cemiyeti’nin ihaneti, Milli Mücadele dönemiyle sınırlı olmayacak, Cumhuriyet kurulduktan sonra da devam edecektir. Cumhuriyetin ulus devlet üniter yapıyı esas alarak kurulması, çağdaş uygarlığı hedefleyen devrimci atılımların sürdürülmesi, din maskeli etnofeodal ayrılıkçı eğilimlerin tepkisini çekecek, doğrudan Cumhuriyeti ve Milli bütünlüğü hedefleyen kalkışmalar gerçekleştirilecektir.
1984 Şemdinli-Eruh baskınından günümüze süregelen etnik ayrılıkçı PKK kalkışmasının ruh kökleri Kürdistan Yükselme Cemiyeti’nde aranmalıdır. ( PKK’nın çıkış döneminde taktik olarak kullandığı sol söylemin, 12 Eylül şokunu atlatamayan Türk Solunun, kimi kez açıktan kimi kez örtülü biçimde desteğini sağlamadaki başarısı, küreselleşme rüzgarı ve bünyesine giren etnik virüsle emek safından kopup Türkiyeli Sola dönüşen Türk Solunun hazin hikayesi ayrı bir yazının konusudur.)
Kurtuluş Savaşını yürüten, Cumhuriyeti kuran kadroların kurduğu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ruh kökleri ise Müdafaayı Hukuk’a dayanmaktadır. Bölgesel çıkar hesapları doğrultusunda emperyal devletlerce desteklenen derebeyleri, aşiret ağaları ve Ortaçağ Medresesi atmosferinde yetişmiş kimi şeyhler tarafından kurulan Kürdistan Yükselme Cemiyeti’nden ihanet bayrağını devralan BOP tetikçisi PKK ve uzantılarının sol olarak algılanıp, ittifaka gidilmesi tam bir akıl tutulmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan’ı lanetleyip, Sevr’i kutsayan, ulus devlet üniter yapı esaslı Cumhuriyet’in yıkılmasını, tekli mülkiyetten paylı mülkiyete geçilerek Türk Milletine ait ülke tapusunun, etnisiteler arasında paylaştırılması için Anayasa değişikliği talep eden PKK dayatmasına karşı CHP’nın anlamlı sessizliği endişe vericidir.
CHP’nin Müdafaayı Hukuk geleneğine bağlı tabanının, söylemde Müdafaayı Hukuk, eylemde Müdafaayı Hukuk çizgisinin tümüyle inkarı anlamına gelen bu derin sessizliğe karşı, Türk halkının duymak istediği sesi en gür şekilde çıkaracağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın!