MÜDAFAAYI HUKUK’TAN HÜRRİYET VE İTİLAF’A YATAY GEÇİŞ
Av.Hüseyin Özbek
Türk siyaset dilinde, Müdafaayı Hukuk direnci, Hürriyet ve İtilaf, teslimiyeti temsil eder. Müdafaayı Hukuk, Milli Mücadele döneminin yerel halk örgütlenmeleridir. Hürriyet ve İtilaf Partisi ise, işgal İstanbul’unda, Vahidettin ve Damat Ferit’le birlikte İngiliz işbirlikçiliğinin siyasi ayağını oluşturacaktır.
Anadolu ve Trakya’daki yerel direniş örgütleri, Sivas Kongresinde ( 4-11 Eylül 1919 ) Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti olarak merkezi yapıya kavuşacaktır. Sivas Kongresinde, Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti’nin yürütme organı olarak seçilen kurul, Heyeti Temsiliye olarak adlandırılacaktır. Mustafa Kemal’in Başkanı olduğu Heyeti Temsiliye, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına kadar görevini sürdürecektir. Mustafa Kemal’in, Milli Mücadelenin meşruiyet organı TBMM Başkanlığına seçilmesiyle birlikte Heyeti Temsiliye Başkanı sıfatı sona ermiştir. O, artık Gazi Meclisin Reis Paşa’sıdır!
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmış, kuruluş dönemine geçilmiştir. Ortaçağ kurumlarının tasfiyesiyle, ümmetten millete, kulluktan özgür yurttaşlığa geçiş süreci, aynı zamanda Müdafaayı Hukuk’un Cumhuriyet Halk Fırkası’na dönüşmesi sürecidir. Kurtuluşun sivil dinamiği Müdafaayı Hukuk, kuruluş sürecinin örgütlü tabanı, siyasal dayanağı olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş başvurusunun 11 Eylül 1923’te yapılmasına rağmen, kuruluş tarihi olarak 9 Eylül’ün, ilk kurultay olarak da 4 Eylül Sivas Kongresinin esas alınmasının derin anlamı üzerinde düşünülmelidir.
9 Eylül 1923, Atatürk’ün 9 umde olarak Halk Fırkasının ( parti ) kuruluş ilkelerini somutlaştırdığı tarihtir. Yine 9 Eylül 1922,Türk Ordusunun İzmir’e giriş tarihidir. Halk Fırkası, 10 Kasım 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası, 1935’te ise Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP ) adıyla siyasi tarihimizdeki yerini alacaktır. Partinin kuruluş sürecine ilişkin notumuz, Atatürk’ün koltuğuna kurulanlara, CHP’nin siyasal DNA’sının, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet üniter yapı temelli kuruluş kodlarıyla iç içe olduğunu, herkesten ve her şeyden önce bilmek zorunda olduklarını hatırlatmak içindir. Aynı kişilere, CHP’nin Türkiye’nin birliğinin, bütünlüğünün, siyasal sigortası, siyasal güvencesi olduğunun bilincinde olup olmadıklarını da sormak isteriz.
Yıllar önce Eser Karakaş, Fetö’nün Zaman Gazetesinde ; “ Ülkede, Osmanlı’dan başlayıp halen varlığını sürdüren iki siyasi akım vardır. Hürriyet ve İtilaf Partisi ile CHP (Müdafaayı Hukuk) geleneği. Ben Hürriyet ve İtilaf Partisi geleneğinden yanayım. O geleneğin günümüzdeki temsilcisini destekliyorum” diyerek hem tarihsel bir gerçeği ifade etmiş, hem de samimi bir itirafta bulunmuştu.
Kökleri Müdafaayı Hukuk olan, 9 Eylül’ü referans alan, demokratik, laik hukuk devletinin, rejimin siyasal sigortası, CHP’nin kurucu başkanı Gazi Mustafa Kemal’in koltuğuna kurulup, yolda bulduğunuz Türkiye Cumhuriyeti’ni mezata çıkarmış çığırtkan rolüne soyunmayı siz kendinize yakıştırabilirsiniz ama inanın o kutluğa hiç yakışmıyorsunuz!
Yanıt beklemediğimiz üç soruyla bitirelim yazımızı. Türkiye Cumhuriyeti’ni yolda mı buldunuz? Müdafaayı Hukuk’tan Hürriyet ve İtilaf çizgisine yatay geçiş yaptırmaya çabaladığınız Cumhuriyet Halk Partisi, babanızdan kalan aile mülkünüz mü? Atatürk’ün koltuğunun hakkını asgari düzeyde olsun verebildiğinizi düşünüyor musunuz?