UKRAYNA ZİRVESİNİN ORTAYA ÇIKARDIĞI DEVLET ALZHEİMERİ
15-16 Haziran’da İsviçre’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ukrayna Zirvesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başına örülen çoraptan, içine çekildiği emperyal tuzaktan bahsedeceğiz. Lozan’a göre, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Rum/Ortodokslara dini hizmetten öte bir görevi olmayan Fener Patrikhanesi, Vatikan türü teolojik bir devlete dönüştürülürken, ülkeyi yönetenlerin içinde bulunduğu derin gafleti anlatacağız.
Türk hukukuna tabi dini bir kurum olan Patrikhane’nin, sayısı 100 bini geçmeyen Türk uyruklu Rum/ Ortodoks’un kilisesi olmaktan çıkarılıp, dünyadaki 300 milyon Ortodoks’un ruhani merkezine dönüştürme stratejisini okumaktan aciz bir anlayışın yönettiği Türkiye’yi konuşacağız. Fener Papazlığını devlet statüsüne yükselten zirvede, Bartholomeos’un “Ekümenik Patrik” sıfatıyla katılmasının ne anlama geldiğinin bilincinde olmayan hariciyemizden bahsedeceğiz. Ekümenik Patrik sıfatının, protokolde Fener papazını, T.C. Dışişleri Bakanının önüne geçiren bir ünvan olduğunu bilip bilmediğini konuşacağız.
Önce birkaç soru: Siyasi iktidar, Rusya Federasyonu’nun katılmadığı Ukrayna Zirvesine, Fener Patriğinin katılmasının ne anlama geldiğinin farkında mıdır? Ülkeyi yönetenler, bu zirveye Bartholomeus’un Ekümenik Patrik sıfatıyla davet edilmesinin derin anlamını çözebilmiş midir? Fener Patrikhanesinde, Ukrayna-Rusya Savaşının arifesinde yaşananları not etmiş midir? Otosefali, Tomas Kararnamesi, Moskova-Kiev Kilisesi arasındaki sürtüşme, Türk Dış işlerince izlenmiş midir?
O halde biraz tarih diyelim ve yakın geçmişe uzanalım. “Jeopolitik ile Teopolitik Arasına Sıkışmak (1) Kilise Kararı Türkiye’nin Başını Ağrıtacak (2) makalelerimizden kısa alıntılar yapalım:
“Ülkeyi yönetenler, Fener Rum Patrikhanesinin, Rusya-Ukrayna arasında fitilini ateşlediği teopolitik bombanın Türkiye’ye çıkaracağı ağır faturanın farkında mıdırlar ?
Son sorunun açılımı ve çok zor yanıtı için birkaç yıl geriye gitmenin zamanıdır: Fener Patrikhanesi, yasal statüsünün dışına çıkarak ve hukuka aykırı olarak 11 Ekim 2018’de Ukrayna Ortodoks Kilisesinin Moskova Rus Ortodoks Kilisesinden ayrılma talebinin kabulüne karar vermişti. Bu kararın ardından, 15 Aralık 2018’de Kiev Patrikhanesine bağlı Ortodoks Kilisesi, Ukrayna Bağımsız Ortodoks Kilisesi ve Moskova Patrikhanesine bağlı Ortodoks Kilisesi temsilcilerinin, Kiev’deki toplantısında, Ukrayna'da “Yeni Birleşik Bağımsız Ortadoks Kilisesi” kurulmuştu.
Dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko'nun, kararın ardından yaptığı açıklama, şu anda kuzeyimizde kopan kıyametin işaret fişeği olarak değerlendirilmelidir: " Bu gün, tarihe kutsal bir gün olarak geçecek. Bu gün Rusya'dan nihai bağımsızlığın elde edildiği gün. Bu, Putinsiz ve Kirillsiz (Moskova Patriği ) bir kilise”.
7 Ocak 2019’da Oda TV de yayınlanan; ‘’Kilise Kararı Türkiye’nin Başını Ağrıtacak“ başlıklı makalelerimizde konuyu analiz ederken şunları yazmışız:
“Yeni yılın 5-6 Ocak günlerinde yaşananlar, stratejiyi kurgulayanlarca son noktanın İstanbul' da konulmasına karar verildiğini gösteriyor. O nedenle 5-6 Ocak'ta neler olmuş biraz daha yakından bakalım:
5 Ocak'ta Fener'de düzenlenen törenle Bartholomeos, Ukrayna Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Epifaniy'e, Ukrayna Ortodoks Kilisesine "Otosefali" kazandıran "Tomos" kararnamesini takdim etti.
6 Ocak programı, saat 08.00 de Patrikhane bahçesindeki Aya Yorgi Kilisesinde Epifaniy'in yönettiği ayinle başladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve eşi Marina Poroşenko'nun katılımı bu ayini tarihi bir adım olarak nitelendiren Bartholomeos'a hak verdiriyor. Bartholomeos, açıklamasının devamında Tomos kararnamesi ile Ukrayna tarihinde yeni bir sayfa açıldığını, uzun yıllar Rusya'ya bağımlı kalan Ukrayna Kilisesinin yeniden bağımsızlık kazandığını söylüyor.
Fener İskelesinden atılan kutsal haçı sudan çıkaran Selanikli Mihail Vosnakidis'e altın haç ödülünün verilmesinin ardından, katılımcılara sürekli çalan çanların ve ilahilerin eşliğinde kutsanmış su ve ekmek dağıtımıyla tören sona eriyor.
İşin kar zarar muhasebesiyle konuyu sonlandıralım isterseniz.
İlk elde Türkiye'nin zarar hanesine yazılacak olanlar; dolanılan hukuku, örselenen saygınlığı, kaale alınmayan varlığıdır.
Fener'in kâr hanesine kaydedilecek olanlar ise Ekümeniklik iddiasına dayanak yapmak isteyeceği bir fırsat yakalamış, Türk hukuk denetiminin fiilen dışına çıkmış olmasıdır.
Batı, Rusya Federasyonu'nu sıkıştırmada Ukrayna'yı ekonomik, politik, teolojik bir tramplen olarak görmektedir. Fener Patrikhanesi üzerinden gerçekleştirilen operasyon, aslında Rusya'nın teolojik uçağının düşürülmesidir. Rusya'nın batının bu hamlesine karşı tavrının nasıl şekilleneceğini hep birlikte göreceğiz.
Rus uçağının düşürülmesinin yarattığı sorunların giderilmesine çalışılırken, teolojik uçağın düşülmesinin olası faturasının önümüze nasıl geleceği düşünülmelidir.
Türk hukukuna tabi olması gereken bir kurumun, Türkiye'nin milli çıkarlarının karşıtı uluslararası bir aktör haline getirilirken, yaratacağı olası sorunlar konusunda tanık olunan aymazlığı tarih hiç kuşkusuz not edecektir”.
Ayrıntıları bırakıp sorunun temeline indiğimizde, Cumhuriyet’in kuruluş kodlarının antitezi bir anlayış açısından, ulus devlet üniter yapı, laiklik, çağdaş demokratik hukuk devleti, tümüyle tasfiye edilmesi gereken bir model olarak görülmektedir. Devleti yönetenlerin, devletin kuruluş felsefesiyle yaşadığı sorunların yol açtığı DEVLET ALYAZMIRI ile karşı karşıyayız. Bu Türkiye’nin devlet hafızasını, devletin varlığını sürdürebilmesinin zorunlu koşullarından bilerek vazgeçmesi anlamına gelmektedir.
Ukrayna Zirvesinde ortaya çıkan tablo tam da budur! Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının katıldığı uluslararası toplantıya, hukuken Ortodoks papazı, fiilen Dünya Ortodokslarının ruhani lideri Ekümenik Patrik sıfatıyla ikinci bir kişinin katılması devleti yönetenler tarafından sorun olarak görülmemektedir!
1-Jeopolitik ile Teopolitik Arasına Sıkışmak (huseyinozbek.com.tr )
2-Kilise Kararı Türkiye’nin Başını Ağrıtacak ( Oda Tv )
Av. Hüseyin Özbek