TÜRKİYE`DEKİ YUNAN LOBİSİNİN 19 MAYIS ÇIKARTMASI
Yunan Ordusunun, Küçük Asya seferinin ilk adımı, 15 Mayıs 1919 İzmir'in işgalidir. Yunan yayılmacılığının, Troya'nın ikinci kez fethi hülyasıyla başladığı Küçük Asya macerası, 9 Eylül 1922' de, Küçük Asya felaketi( Mikrasiatiki Katostrafi ) ile sonuçlanacaktır.
Anadolu'nun işgali sürecinde sivil halka uyguladığı etnik temizliğin, köy, kasaba ve şehirlerin ateşe verilmesinin, talan ve tecavüzlerin sorumlusu Yunanistan, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali mağdur rolünü oynamaktadır. Atatürk, Yunan Ordusu için; "Askerlik şerefinden yoksun katiller sürüsü" tanımını boşuna kullanmamıştır.
Hukuk ve insanlık dışı işgal ve yıkımın sorumlusu olarak Türk Milletinden özür dilemesi, tazminat ödemesi gereken Yunanistan, bu süreçte, Rum / Ortodoks asıllı Osmanlı yurttaşlarının soykırıma uğradıkları iftirasını devlet politikasına dönüştürmüştür.
Yunan Parlamentosu, 1914’ten itibaren,1.Dünya Savaşı sürecinde Trakya Helenlerinin soykırımı iftirasını yasalaştırmıştır. Ayrıca, diğer günler torbaya girmiş gibi, 19 Mayıs 1919'u Pontus soykırımı (24 Şubat 1994 tarihli parlamento kararı,Cumhurbaşkanı Kostantin Karamanlis tarafından onaylanmasının ardından, 8 Mart 1994’te Yunan Resmi Gazetesinde yayınlanmıştır ) 14 Eylül 1922'yi Küçük Asya Helenlerinin Soykırımı ( 28 Eylül 1998 tarihli kanun hükmünde kararname ) olarak kabul etmiştir. Türkiye'yi Rumlara yönelik 3 ayrı soykırımla suçlayan Yunanistan, bu iftiranın, diğer ülke parlamentoları tarafından kabulü için son derece ciddi bir lobi faaliyeti yürütmektedir. Bu arada Yunanistan’ın Türkiye’yi Ermeni Soykırımı ve Süryani Soykırımı yapmakla suçladığını belirtelim.
Üç ayrı soykırım iftirasının nereden kaynaklandığını merak edenler için, Kurtuluş Savaşı döneminde, Rum/Ortodoks yurttaşlarımızın bir kesiminin, doğrudan işgalci Yunan ordusuna katıldığını, bir kısmının Küçük Asya Savunma Örgütü (Elliniki Mikrasiatiki Amina ) çatısı altında, Yunan Ordusunun denetiminde silahlı faaliyetlere başladıklarını, Karadeniz bölgesindeki Rumların da Pontus Rum Devleti kurmak için silahlı kalkışma içine girdiklerini hatırlatmak isteriz.
Yunan devleti, Selanik'te, Atatürk'ün doğduğu evin arka sokağına 2 adet Pontus Soykırımı anıtı diktirmiştir. Yurttaşlarımız, her yıl, 19 Mayıs tarihinde Selanik’te Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret ederken, arka sokakta üst düzey Yunan devlet yetkililerinin katılımıyla, Pontus soykırımı kurbanları anılmaktadır!
Daha acı olanı ise, Türkiye'de kendilerini solcu/ demokrat/ liberal olarak tanımlayan bazı kişilerin, partilerin ve sendikaların, 19 Mayıs'ı, Kurtuluşun ilk adımı olarak değil, Pontus soykırımı gün olarak anmaya başlamış olmalarıdır.
19 Mayıs 2019 da, yani ilk adımın 100.yılında KESKE'e bağlı Sağlık Sen tarafından, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da Pontus soykırımı anma etkinliği düzenlenebilmiştir. O tarihte, başkan yardımcılığı görevinde bulunduğum TBB'nin organizasyonu ile 60'ı aşkın baromuzun tepkisi karşısında bahsettiğimiz girişim sonuçsuz kalmıştı. Bu arada aynı konfederasyon / aynı sendikanın, Ankara'da 2019'da Ermeni Soykırımının 104.yılı anma programı gerçekleştirdiğini hatırlatmış olalım.
23 Nisan'ı es geçip her 24 Nisan'da Ermeni soykırımını anmak, onur günü 19 Mayıs'ı, Pontus soykırımı iftirasıyla lekelemek, Türk milletinin gözü önünde pervasızca icra edilen, acı ve düşündürücü bir Türkiye gerçeğidir artık.
Av. Hüseyin Özbek