ÇANAKKALE CENTİLMENLER SAVAŞI MIYDI ?
18 Mart 1915, bağlaşıkların Çanakkale’yi denizden geçme denemesiydi. İlk aşamada boğazın iki yakasındaki topçu tabyaları, müstahkem mevziler, müttefik donanmasının yoğun bombardımanı ile susturulacaktı. Türk topçusu devre dışı kalınca Marmara’yı elini kolunu sallayarak geçecek donanma İstanbul’da demirleyecekti! Başkentleri düşürülen Türkler, saf dışı edilince, bağlaşıklar bütün ağırlıklarıyla Avrupa’daki hasımların üzerine çullanacaklardı. Doğudan Çarlık Rusya’sı, batıdan İngiliz/ Fransız saldırısına daha fazla direnemeyecek Almanya/Avusturya Macaristan’ın yenilgisiyle 1. Paylaşım Savaşı 1915 yazında bitecekti!
Kağıt üzerinde mükemmel görülen plana ilk büyük çizik 18 Mart’ta atılacaktır. Saatler süren cehennemi bombardımanı sabırla sineye çeken Mehmetler, düşman donanması menzile girince yapacağını yapacaktır! Türk topçusunun usta atışları ve Nusret’in döşediği mayınlar, bağlaşık donanmasının az önce ölüm kusan zırhlılarına anlayacakları dilden cevap vermektedir! Sonuç tam bir hezimettir. Kimi zırhlıları batan kimileri de ağır şekilde hasara uğrayan bağlaşık donanması, sabahleyin kibirle girdiği boğazı akşama doğru utanç içinde terk etmektedir!
Bağlaşıklar ile Almanya/Avusturya-Macaristan ittifakı arasındaki kutuplaşmanın ana nedeni, emperyalist rekabet ve Pazar kavgasıydı. Mazlumlar coğrafyasının paylaşımı masa başında sulh yoluyla çözülemeyince 1.Dünya Savaşı ya da 1.Paylaşım Savaşı kaçınılmaz hale gelmişti. Savaşın nedenlerinden biri de emperyalistlerin “Hasta Adam” adını verdiği Osmanlı İmparatorluğunun enerji zengini coğrafyasına yönelik paylaşım hesaplarıydı. Bu nedenle Osmanlının savaş dışında kalması olanaksızdı. Osmanlının savaşa girişi, dönemin İttihat ve Terakki iktidarının maceracılığından değil, tarafsız kalsa bile, bağlaşık saldırısından kurtulamayacağı gerçeğini görmüş olmasındandır.
18 Mart, Çanakkale’yi denizden geçme girişimidir. 25 Nisan ise Gelibolu çıkarmasıyla başlayıp yıl sonuna kadar sürecek muharebeler, Çanakkale’yi karadan geçme denemesidir. Bağlaşıklar kara muharebelerinden sonuç alamayınca, 1.Dünya Savaşı 1918’e kadar uzayacak, mazlum milletlerin gözündeki yenilmezlikleri ciddi ölçüde zedelenecektir. Müttefiklerinden yardım alamayan, Alman ordusu karşısında hezimete uğrayan Rusya’daki kıtlık ve siyasi bunalım daha derinleşecek ve sonuçta Bolşevik devrimine yol açacaktır.
18 Mart ve 25 Nisan’da başlayan kara muharebelerinde kazanılan zafer, Türk Ordusunu, 2 yıl önceki Balkan hezimetinin utanç ve ezikliğinden kurtaracak, halkın gözünde yeniden itibar kazanacaktır. İngilizlerin, “Kaderin Adamı “ dediği Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’da “Anafartalar Kahramanı” olarak karşılanması üzerinde düşünülmelidir.
18 Mart’ın 109.yılında, Mehmetlerin kanıyla, canıyla, sonsuz özverisi, sınırsız cesaretiyle kazandığı zafere hayali/sanal/uyduruk ortaklar eklenmesinden artık vazgeçilmelidir. Mehmetlerin, yurdun bağımsızlığı uğruna yaşamını ortaya koyarak ulaştığı zaferden, “centilmenler savaşı” safsatasıyla emperyal işgalcilere hisse ayırmak nasıl bir aymazlıktır? Mehmetler ile işgalci askerleri tütün-çikolata takası üzerinden eşitleyen romanlar yazıp, filmler çekme nasıl bir ezikliktir? Mazlum bir halkı köleleştirmek, yurtlarını sömürgeleştirmek için ordularıyla, donanmalarıyla kapınıza dayanıp, akıl almaz vahşet sergileyen emperyal canileri, iyilik perisi centilmenler olarak sunmak, ulusuna ve halkına nasıl bir yabancılaşmadır?
Av.Hüseyin Özbek