CUMHURİYET ŞEHİDİ NECİP HABLEMİTOĞLU
Dr.Necip Hablemitoğlu; 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışmasını 20 yıl öncesinden haber veren Cumhuriyet aydını. Necip Hablemitoğlu; Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, ulus devlete, üniter yapıya yönelik dış destekli konsorsiyuma bayrak açan yurtsever. Necip Hablemitoğlu; sivil ve kolluk bürokrasisini, yargıyı kanserojen bir ur gibi saran paralel ihanete karşı sorumluları harekete geçirmek için çırpınan akademisyen. Necip Hablemitoğlu; emperyal güçlerce fonlanan sivil makyajlı oluşumların, etki ajanlarının maskelerini indiriveren titiz araştırmacı. Necip Hablemitoğlu; Türkiye ve Türk Milleti için elini değil, boylu boyunca gövdesini taşın altına koymaktan çekinmeyen erdemli insan.
Necip Hablemitoğlu’nun yaşamı ve katli, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini, Atatürk ilkelerini, milli bütünlüğü savunmanın, ülkeye yönelik açık ve örtülü tehditlerle mücadelenin bedelinin nerelere kadar uzanabileceğinin kanıtıdır.
Fetullah Gülen övgüsünün neredeyse devlet seramonisine dönüştüğü, paralel ihanetin başının ahir zaman evliyası muamelesi gördüğü bir dönemden bahsediyoruz. Devletin başındakilerin, FETÖ’nün yurt dışı okullarının açılması için tavsiye mektupları yazdıkları bir yakın zaman kesitine ilişkindir anlattıklarımız. Kamuoyuna karşı bir “FETÖ Hipnozu “olarak düzenlenen “Türkçe Olimpiyatları” maskaralığı için devletin darphanesinde mangır bastırıldığı bir dönemde gerçeği haykırmanın ağır faturasını hiç kuşkusuz çok önceden düşünmüştü Necip Bey.
Paralel ihanet şebekesinin teşhiri amacıyla yazdıkları ve söyledikleri yüzünden kaç kez yargılandığı, kaç kez idari soruşturma geçirdiği, ne türden baskılarla karşılaştığı ayrı bir yazının konusudur. Kimi devlet yetkilileri ve kimi sivil/liberal (!) kesimlerin Fethullah Gülen ile aynı fotoğraf karesine girebilmek için yarıştıkları, Abant toplantılarına katılmak için araya torpil koydukları bir dönemde zor olanı seçti Necip Bey. Çünkü namuslu insanlar karlı olanı değil doğru olanı seçerler!
18 Aralık 2002’de hain bir elin sıktığı kurşunun hedefini bulmasıyla ulus devlet/ üniter yapı düşmanlarından, paralel ihanet şebekesi, etki ajanları, emperyal güçlerin sivil makyajlı uzantıları, Kuvayı İnzibatiye artıkları, Damat Ferit ardıllarına kadar uzanan geniş konsorsiyum rahat bir nefes alabildi. Stratejik derinliğe sahip, ülkeyi ve dünyayı doğru analiz eden, sorunlara çok geniş bir açıdan bakabilen, Türkiye’nin vicdanın sesi Atatürk’ün Öğretmeni en sonunda susturulmuştu!
48 yıllık onurlu bir ömür üzerine hiç kuşkusuz çok şeyler söylenebilir. Son sözü şehit kardeşim, kalem arkadaşım Necip Bey söylesin: “ Almanlardan Fethullahçılara, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi diyorsanız, Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak evet değer, diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!”
Av. Hüseyin Özbek