VAHDETTİN`İN 100.YIL RÖVANŞI
Gerçek niyetler çoğu kez doğrudan ifade edilmez. Zihin arkasındaki asıl niyeti, gerçek düşünceyi sezdirecek, simgeler, semboller kullanılır.
Vahdettin'in hainliği tartışılmaz bir tarihsel gerçekliktir. Son Osmanlı Sultanı Vahdettin; " Kaderimi önce Allah'a, sonra İngiltere'ye bağladım" diyen bir zavallıdır.
Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele önderlerinin katil fetvasını onaylayan, ölüm fermanını imzalayan bir haindir. Vahdettin, Türk halkı, Mustafa Kemal önderliğinde, işgalcilere karşı silahlı mücadele verirken, işgalcilerin merhametine sığınan bir onursuzdur.
Atatürk; Samsun’a çıktığı gün, ülkenin genel durumu ve görünüşüne ilişkin değerlendirmesinde Vahdettin için; “Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.” demektedir. Yine Nutuk’ta, Vahdettin’in 17 Kasım 1922’de İngiliz Malaya zırhlısıyla ülkeden kaçışını; “ Gerçekten de her ne sebeple olursa olsun, Vahdettin gibi hürriyetini ve hayatını milleti içinde tehlikede görebilecek kadar adi bir yaratığın, bir dakika bile olsa, bir milletin başında olduğunu düşünmek ne hazindir!” sözleriyle lanetler.
Vahdettin onursuzluk, ihanet ve teslimiyeti, Atatürk, özgürlük ve bağımsızlığı simgeler.Hiç bir devlet, ulusuna ihanet etmiş hainlerin isimlerini caddelere, meydanlara, kamu ve özel yapılara vermez.
İyi ama, Vahdettin köşkü eskiden kalma, tarihi bir yapı, kültürel bir mirastır diyenler olabilir ki doğrudur. Geçmişin kötü anılarını, işgal ve utanç yıllarını hatırlatan köşkün restorasyonu ve yerinde kalması bir şekilde kabul edilebilir.
Ancak, hiçbir ciddi devlet, hainliği tarihsel belgelerle kanıtlanmış, ülkesini yok etmek üzere gelmiş işgalcilere sığınarak kaçan bir liderin adını taşıyan mekanı, devlet başkanının çalışma ofisi olarak kullanmaz. Hele ki yeni devletin / rejimin kuruluşunun 100. yıl törenlerini ihanet simgesinin mekânında gerçekleştirmez.
Atatürk başta olmak üzere, kurtuluş ve kuruluşun şehit ve gazilerine, yaşarlarken, uğruna can verdikleri Cumhuriyet'in 100. yılının, İngiliz zırhlısıyla ülkeden kaçan sultanın köşkünde kutlanacağını söyleselerdi inanırlar mıydı dersiniz?
Hüseyin Özbek