7 HAZİRAN SEÇİMLERİ ÜZERİNE
7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri için sandık başına gideceğiz. Tercih ettiğimiz parti için oy kullanacağız. Önümüzdeki milletvekili genel seçimleri bünyesinde bazı ilkleri barındırıyor. Siyasi partilerin söylemleri kadar seçilebilecek yerlere koydukları adaylar açısından da ilginçlikler taşıyan bir seçimle karşı karşıyayız.
Etnik siyaseti temel almış HDP’nin siyasal misyonu açısından şaşırtıcı olmasa da AKP ve CHP’ nin de etnik kotalara yer vermesi üzerinde düşünülmelidir. CHP’nin İstanbul 2. Bölge 1. Sıra için Ermeni kökenli bir yurttaşımızı tercih etmesinin, getireceği olası oyun dışında bazı hesapların sonucu olduğu bilinmelidir. Yine CHP’nin Roman kökenli bir aday üzerinden etnik vurguyla kampanya yürütmesi bu parti açısından tekil örneğin dışına çıkıldığını göstermektedir.
Siyasal Kürtçülüğün TBMM’deki uzantısından da birkaç cümle ile bahsedelim: Kartviziti sürekli değişse de temel ideoloji ve etnik karakteri asla değişmemektedir. Mütareke İstanbul’ unun İngiliz doğumhanesinin ürünü Kürdistan Teali ( yükselme ) Cemiyeti’ nden bahsediyoruz. HEP’ten, DEHAP’a, HADEP’ten BDP’ye tabelası ikide bir değiştirilse de özü asla değişmeyen Kürdistan Yükselme Cemiyeti’nin mirasçısı Kürtçü yapı sermaye medyasınca demokrasinin can simidi olarak parlatılmaktadır. Şimdilik HDP adını kullanan bu çizginin 7 Haziran sonrası için tasarladığı Meclis albümü alt kimliklerin, dinlerin ve mezheplerin bir seçkisi olarak tasarlanmaktadır.
Bu seçkinin siyasal radyasyonunun kimi partileri de ciddi ölçüde etkilediği görülmektedir. CHP’nin Roman adayına karşı AKP’ nin İzmir’den Roman kökenli bir aday göstermesi yeni dönem TBMM kompozisyonu hakkında yeterince ipi ucu vermektedir. CHP’nin kimi adaylarının Alevi kökenine vurgu yapılmasına karşılık AKP cenahından kendilerinin de Alevi adaylara yer verdiklerinin açıklanması bu partilerde etnik ve mezhep kompartımanlarının oluşturulduğunu göstermektedir.
CHP (Cumhuriyet Halk Fırkası) Türk Ordusunun 9 Eylül 1922’de İzmir’e girişinin yıldönümünü ( 9 Eylül 1923 ) kuruluş tarihi olarak seçmiştir. CHF’yi kuranların, Kurtuluş Savaşı’nın sivil ve asker kadroları olduğunu öncelikle not edelim. Bu öncü kadronun, çok kimlikli, çok dinli Osmanlının kaçınılmaz çöküşünün tarihsel dersiyle üniter yapıyı, ulus devleti tercih ettiğini de notumuza ekleyelim. Bu arka plan unutulmadan bakıldığında CHP’nin kuruluş matematiği ile devletin siyasal denkleminin örtüştüğü görülecektir.
Dönemsel İniş çıkışların dışında % 30 ların üzerinde bir siyasal, sosyolojik gerçeklik olan CHP, rejimin tasfiyesini düşünenler açısından her zaman sorun teşkil etmiştir. Bunun için Cumhuriyetin kuruluş kodlarıyla örtüşen, onun savunucusu bir siyasi bloğun yok edilemezse dönüştürülmesi için sürekli projeler üretilmiştir.
Yaşanılan süreci farklı kılan içeriden, hatta parti piramidinin tepesinden dile getirilen değerlendirmelerdir. CHP Genel Başkanının 1930’lar ve sonrasının tek parti dönemine siyasi hasımlarından farksız eleştiriler yöneltmesine ilk kez tanık olunmaktadır. Bunun Cumhuriyet’in Atatürk’ lü dönemine, uluslaşma, çağdaşlaşma, ekonomik ve toplumsal atılım yıllarına reddiye anlamına geldiği açıktır.
Siyasal ideolojilerin ve siyasal geleneklerin ülkelerin siyasal yaşamındaki etkileri, geçmişten gelen tortuları kolay kaybolmamaktadır. Türkiye’nin siyasal yaşamına neredeyse 100 yıl önce İngiliz hediyesi olarak giren Hürriyet ve İtilaf Partisi ile Kürdistan Teali Cemiyeti arasındaki ittifak bu nedenle şaşırtıcı değildir! Çünkü ikisi de aynı doğumhanede, aynı ebenin kollarında dünyaya getirildiler!
İktidar partisi ile etnikçi parti arasındaki kayıkçı kavgasının çök ötesindeki tarihsel ittifak, genetik benzerlik dikkatlerden asla kaçırılmamalıdır. Bu coğrafyada verilen bağımsızlık mücadelesinin ateşinden doğmuş, Müdafaa- ı Hukuk geleneğinden gelen, devlet kuran partinin genetik kodlarıyla hoyratça oynanmasına da elbette ki dur denilmelidir!