Ters Orantılı Etnik Denklem
GÜNEYDOĞU’YU BÜTÜNLEŞTİRİRKEN TÜRKİYE’Yİ AYRIŞTIRMAK
Adını sıkça değiştirse de etnopolitik çizgisini asla değiştirmeyen ayrılıkçı hareketin legal partisi şimdilik BDP adını kullanıyor. BDP ‘nin politik söylemi bölgelere ve etnik kimliklere göre ilginç özellikler göstermektedir. Kürt kökenli yurttaşlarımızda etnik tansiyonu yükseltecek bir iletişim dilini kullanırken, Türklerde sol söylemi tercih etmektedir.
HDP oluşumunun ardında etnopolitik karakterli ayrılıkçılığın siyasi makyajla ülke geneline hazmettirilmesi hesabı yatmaktadır. Halkların Demokratik Kongresi olarak başlanan sürecin Halkların Demokratik Partisi’ne dönüşümün ardından Ankara’da 27 Ekim 2013 günü yapılan kongre yukarıda anlatılan stratejinin hayata geçirilmesidir.
Şekli hukuk açısından bağımsız bir siyasi oluşum gibi görülse de HDP, vasisi olan ayrılıkçı hareketçe çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermek zorundadır. Politik misyonu ayrılıkçı hareketin Türkiye geneline yayılmasında köprü hizmeti vermektir. HDP’ ye verilen görev Türk solunu mümkün olabildiğince etnopolitik ve etnofeodal alaşımlı ayrılıkçılığın radyasyonuna maruz bırakarak sol olmaktan çıkarmaktır.
Emeğin ideolojisi, işçi sınıfının politik pusulası olan sola yapılacak en büyük kötülük etnikçiliğin radyoaktif serpintisi altında yok etmektir. Ankara’da yapılan HDP 1. Kongresinin açılışında katılımcıların 15 ayrı dilden selamlanması çizilen stratejinin ipuçlarını vermektedir. Kongre açılışındaki selam işçi sınıfına yönelik değildir. Ezilenlerin emek safına çağrısı anlamına da gelmemektedir. Siyasal Kürtçülüğün safına başkaca etnikçi müttefikler katmaya yönelik bir davettir.
Kuşkusuz ki etnofeodal siyasi hareketin marabasına dönüştürülmüş vatansız solun emek dünyasına bilinç karartmasından başka verebileceği hiçbir şey yoktur. Sol vatansızlaştıkça halktan uzaklaşmakta, haltan uzaklaştıkça vatansızlaşmaktadır. Etnopolitik lokomotifin son vagonu olmayı kabullenen haymatlos soldan emek yanlısı, sömürü karşıtı bir kelam çıkmaması kapısına bağlandığı, vesayeti altına girdiği güçlerden kaynaklanmaktadır.
Bizim vatansız solun durumu feodal dönemde mülk sahibi senyörlerin buyruğundaki serflere benzemektedir. Serf, senyörden izinsiz evlenemez, emeğini özgürce satmak için kente gidemez, ömür boyu efendiye ve toprağa bağlı bir yaşam sürerdi. Halkıyla bütün bağlarını koparmış, ulusunun değerlerine yabancılaşmış haymatlos sol da etnofeodal senyörlerin tutsağı durumundadır. Bu nedenle yoksul Kürt köylüsünün safında feodal yapıya karşı mücadele yerine siyasal Kürtçülüğün öncülüğüne soyunmuş toprak ağalarının yanında iş tutmaktadır.
Kısacası içeride antikapitalist, dışarıda antiemperyalist duruş sergileyemeyen vatansız solun misyonu etnik virüsü sol makyajla ülke geneline bulaştırmaktır. Türkiye’yi etnik ayrışmaya ve çatışmaya sürükleme stratejisi doğrultusunda Güneydoğu etnopolitik eksende bütünleştirilirken, vatansız solun da katkısıyla ülkenin geri kalanı alabildiğince ayrıştırılmaktadır.
Önümüzdeki yerel seçimler ve gelecekteki genel seçimler için sahaya sürülen vatansız sola verilen görevin atacağı sis bombalarıyla halkın gözünü küllemek, bilincini karartmak olduğu anlaşılmaktadır.